Bu kitap hızlı bir değişim sürecinde cereyan eden olayların ortasında görev yapmış olan ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey'i konu almakta onu bir çok yönden incelemektedir. Geç kalmış bu çalışma yakın tarihimizdeki gelişmelerle beraber bu devlet adamını da yeniden düşünme fırsatı vereceği umut edilmektedir.
Cavid Bey İstanbul'da mülkiyeyi bitirdikten sonra Selanik'e dönerek Jöntürk hareketine katıldı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesini onaylamadığı için maliye bakanlığı görevinden istifa etti. Savaştan sonra savaş suçlusu ilan edildi. Cumhuriyet döneminde ise Atatürk'e suikast girişiminin planlayıcısı olmaktan yargılanarak idam edildi.
Cavid Bey Avrupa'ya firar ettikten sonra dostu Talat Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği bir mektupta (22 Aralık 1919) onunla ilgili şunları yazmaktadır:
"... Cavid Bey ülke içinde ve dışında ihtiyaç duyulan bir kişidir. Muktedir ve namusludur. İtilaf Devletleri'nin nezdinde bizim durumumuzda değildir. Savaşa karşı çıkmış savaş esnasında yabancıları ve menfaatlerini gelecekte ülkeye faydalı olur düşüncesiyle savunmuştur. Amerika ile ilişkinin kesilmesine karşı çıkmıştır. Bu yönü Amerika elçiliği tarafından da bilinmektedir. Ermeni olayları ile de alakası yoktur. Hakkında verilen hüküm kanuna usule ve vicdana aykırıdır. Herhangi bir şekilde ileride Divan-ı Alice muhakemesi icra edilmek üzere bu hüküm geri alınabilir..."
Nazmi Eroğlu büyük bir titizlikle hazırladığı bu çalışmasında sadece yakın tarihimizin tartışmalı simalarından biri olan Cavid Bey'in hayatına değil çalkantılı buhranlı bir döneme de ışık tutuyor.