Ak Koç Kara Koç Azerî yazar Anar Rızayev'inde alt başlıkta belirttiği gibi ütopik ve antiütopik bir roman.
Yazarın Melik Memmed masalı olarak da adlandırdığı kurgu bir Nevruz sabahı başlıyor. İlk bölüm Azerbaycan için temenni edilen ve aslında hayatın tabii seyrinde akması durumunda beklenen bir gelecek panoramasıyla açılıyor. Maddi-manevi değerleriyle zenginleşip güçlenmiş ve paralelinde demokrasi sanat kültür teknoloji ve hoşgörüyle dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girmiş bir Azerbaycan rüyası. Okuyucu bu rüyayı Melik Mehmet'in gözlerinden görüyor.
Antiütopik olan diğer kurguysa korkuların gerçek olduğu bir Azerbaycan kâbusu. Baku-Ceyhan Petrol hattının bombalanmasıyla girilen terör ortamının bulanıklığında bütün ümitlerin suya düştüğü; ailelerden başlayarak ülkenin her düzeyde parçalandığı bir acı son.
Antiütopik kurgu üçe bölünmüş bir Azerbaycan'ı her üç bölgesine düşen aynı aileden birer bireyin üzerinden anlatmış. Çürümüş yaşamlar yoksulluk yolsuzluk baskı yalan ve düşmanlık üzerine kurulmuş üç hayat üç toplum üç acı son ihtimali.
Anlatısına modern bir Dede Korkut edası da ekleyen yazar bu romanla Azerbaycan'ı potansiyel olarak sahip olduklarının farkına varmaya çağırıyor:
"Evvela ak koçla kara koçu birbirinden ayırmak lâzım. Sonra da sıçrayıp ak koçun sırtına bindiğinde öylesine sağlam oturmalısın ki seni fırlatıp kara koçun sırtına atmasın."