Bu çalışmanın başlığını "Anlamsız Düşünceler" olarak koymamın en önemli nedeni bilimsel araştırma heyecanı ve ruhunun tamamen ölmese bile büyük ölçüde can çekişmekte olduğu bir üniversite ortamında yaşıyor olmamdır. Bu benim çalışmakta olduğum üniversiteyle sınırlı bir düşünce değildir. Bu ülkenin her yerindeki üniversitelerde çalışan pek çok eski öğrencim meslektaşım ya da başka alanlarda çalışan arkadaş ve dostlarımın ortak kanısıdır. Ziyaret ettiğim bütün üniversitelerde durum aynıdır. Dolayısıyla çalışmanın yaratmanın üretmenin anlamını yitirmiş olduğu bir ortamda yeni ve özgün bir şeyler üretmek anlamsız aptalca ya da çılgınca bir girişime benzemektedir. Ancak başka bir yaşama biçimi bilmiyor ve bundan başkasıyla doyuma ulaşamıyorsanız geriye yapacak tek şey kalıyor. Bu çılgınlık aptallık ve anlamsızlığı gidebileceği en uç noktaya kadar götürmek.
Burada araştırmadan yaratıcılıktan ve bilimsellikten anlaşılması gereken şey yepyeni perspektiflerin oluşmasını sağlayabilecek düzeyde çalışmalardır. İçinde yaşamakta olduğumuz toplum ve dünyayı olumlu yönde değiştirmeye hizmet edebilecek türden çalışmalar. Çok nitelikli derin ve uzun araştırmaların sonucu olan çalışmalar. Yoksa belli bir entelektüel düzeye sahip ancak sizi hiçbir yere götürmeyen karşınıza olumlu ya da olumsuz herhangi bir sonuçla çıkmayan boşlukta kendi etrafında dönen türden çalışmalar değil.