Bruce Feiler Orta Doğu'nun kalbine doğru on bin millik bir yolculuğa çıkmıştır. İsrail Irak ve İran onun ziyaret ettiği ülkelerdir ve o din bizi birbirimizden ayırmakta mıdır... yoksa bizi birbirimize mi yaklaştırır sorusunun yanıtını aramıştır.
Tanrı'nın Doğduğu Yer bir savaş dönemi tarihçesi heyecanlı bir arkeolojik dedektiflik öyküsü ve kişisel bir keşif olarak okunabilir. Okuyucu İncil'de yer alan yerleşim yerlerine götürülerek Yahudilik'in Hıristiyanlık'ın ve İslamiyet'in ortak kökenlerinin az bilinen ayrıntıları su yüzüne çıkarılmıştır.
Feiler okuyucuyu gerçek hayatta asla yaşayamayacakları bir yolculuğa davet ediyor. O İsrail'de helikopter ile yukarıdan gözlem yapmakta ve gizli yeraltı tünelleri boyunca ilerlemekte ve Davut'un Golyat'ı yendiği noktada gözlemler yapmaktadır.
Irak'ta Cennet Bahçesi'nin ve İbrahim'in doğum yerini ziyaret etmiştir ve Babil nehirleri boyunca eşsiz bir yolculuk yapmıştır.
İran'da ise İncil'in ilk mesihinin evini keşfetmiş ve Kraliçe Esther'in gizli mezarını ortaya çıkarmıştır.
Tanrı'nın Doğduğu Yer kitabında Feiler tüm inanışların birbirinden etkilendiğini ve birlikte var olduklarını ortaya koymaktadır. Ona göre İncil inançlar arası bir uyum içinde bir yapıya sahiptir. Bruce Feiler bu heyecanlı çalışmasında günümüzün en derin düşüncelerinin temelini ortaya koyan bir öykü anlatmaktadır. Tanrının Doğduğu Yer farklı inançlar üzerine umudun sadakatini ortaya koyan evrensel bir bakış açısı sunmaktadır.
Feiler görkemli bir anlatıcı ve öykücüdür... olgun bir entelektüel birikime sahiptir ve yoluna çıkan her şeyi aydınlatmaktadır... Onun Walking the Bible (İncil'de Yürümek) kitabı bir klasik olmuştur...Okumak büyük bir keyif.
-Washington Post Book World