Urfalıydı...
Emekçiydi...
Durgundu sessizdi gizemliydi saygılıydı saygındı; eski çağlarda Anadolu'nun bir kayasına mı yontulmuştu yüzü? Bakışlarında gözsüz bir heykelin derinliği mi vardı? Gözlem gücüne ne diyelim? Emekçinin çilesinde yazgısını örerek yükselenlere özgü bilincin sessizliğiyle donanmıştı.
Edebiyatımızdan bir yıldız kaydı:
Bekir Yıldız...
Yıldız'ın yapıtları edebiyatımızın yüzünde gül yaprağı gibi açılmış şark çıbanıdır....
Öyle bir yara ki...
Hem yakışıyor...
Hem izi silinmeyecek.
İlhan Selçuk