Ali Uğur Gündem kelimenin bütün anlam derinliğiyle bir "hukukçu"...Onu yakından tanıma fırsatı bulanlar çalışma masasındaki kabarıklığın sadece mahkeme/celse dosyalarından değil aynı zamanda gazete dergi ve kitaplardan kaynaklandığını görme bahtiyarlığına da ererler.
Dosyalar... Dosyalar... Bir kütüphaneci hassasiyetiyle oluşturulmuş edebî siyasî kültürel -hadi hakkını teslim edelim- hukukî
dosyalar... Arşivi değme edebiyatçının elinde yoktur dense; hukuken bir hakkı teslim etmiş sayılırız ancak. Hasbî olarak ilgilendiği edebiyata vukûfu kaleme dökebildiklerinden çok dökemediklerinin merakını uyandırır insanda. Müthiş dikkat ve rikkatin toplandığı bir kafadır Ali Uğur Gündem... Necip Fazıl'ın tâbiriyle "yanık bir kafa"... Belki de kelimeleri dizginleyememe havf ü recâsı arasına sıkışmış hissi veren kalem suskunluğunun girdabında hizaya girmeyen kelimeleri dize getirip örmesini beklediğimiz tefekkür pırıltılarının kozasını gün ışığına çıkaracağı ümidini kaybetmeden zihniyet dünyasının ufuklarında bir başka yolculuğa çıkmanın heyecanıyla bekliyoruz. Derin bir tahassüs samimi bir üslup ve vakur bir eda ile "geçmiş zaman kipi"nde hizaya gelen kelimelerden örülü bir tutam yazısından müteşekkil "Bütün Eserleri" dizisinin ikincisi olan elinizdeki bu kitabını işte bu heyecanın nadide bir mahsulü olarak tarif etmek mümkün. Fikir kalesinin şahikalarından süzülüp gelen bu yazılar mensubiyet şuûru ile üzerine eğildiği "memleket meseleleri"ne dair bir "sahih fikir adamı"nın zihin panaromasıdır ve bütün sırrını kitaba adını veren ifadede saklamaktadır: "Başka Türkiye Yok!"...