1960'ların sonuna doğru reklamların nasıl işlediği ve insanları nasıl etkiledii konusunda elde çok fazla bilgi yoktu. Ünlü perakendeci John Wannamaker'a atfedilen "Reklam bütçemin yarısının boşa gittiğini bliyorum ama hangi yarısı onu biliyorum" sözü bu dönemi her şeyden daha iyi anlatır.
Gün geldi böyle kalender reklamverenlere rastlanmaz oldu. Reklamverenler artık reklama harcadıkları her kuruşun hesabını sormaya baladı. Reklamın gücüne dair somut kanıtlardan oksun olan reklam dünyası ise telaş çinde reklamın etkinliğini kanıtlamaya yönelik kuramlar üretmeye başladı ve bu kuramlar zamanla kimsenin sorgulamadığı efsanelere dönüştü.
John Philip Jones bu fikir dolu ve ufuk açıcı kitabında birer dogmaya dönüşmüş 28 reklam efsanesine meydan okuyor. Çeşitli araştırmalardan ve örnek reklam kampanyalarından yararlanarak iddialarını sağlam bir temele dayandıran Jones bir yandan da reklamların geçekte nasıl işlediğine dair çok değerli bilgiler sunuyor.
Reklam bütçesinin ne kadarının boşa gittiğini öğrenmek isteyen herkese...