Yenileme Bilinci olgulardan yola çıkarak düşünmenin el üstünde tutulduğu bir dönemin ürünü. Olguların niteliği kimlik insanın kendisini tanıyarak var olması kültürün yenilenmesi ve onu yenleyecek olan zihnin ileyişi gibi kavramları öne çıkarıyor. Hayatın o dönemde eylem yoğunluğu ile dolup taşması çözüm arayışına itiyor insanları. Bu kitapta arayışın yaygın konuları üzerinde odalanıldığı kadar kökene teoriye kavramların gayri şahsi durumuna inerek algı kapılarının aralaması talebi temel kaygı durumunda.
Ebubekir Eroğlu 1988 yılında yayımlanan bu kitabı gözden geçirdi. Gazete yazıları dışında görüşlerini ilk kez derli toplu olarak dile getirdiği metinler böylelikle yenilenmiş oldu.
"Eskilerin dünyası "doğru-yanlış" ekseni üzerine kuruludur.
Buna karşılık sanayi devriminden itibaren özellikle metropollerde insan hayatını motive eden "gerçeğe uygunluk" olmuştur. Modern dünyada hayatın trajik bir içerikle belirdiği noktalar bu iki ölçütün karşı karşıya geldiği ve erdemin korunması yüksek bir paha'nın ödenmesini gerektiriyordu. Bu alanın en dokunaklı yerinin ise birey vicdanı olduğu şüphesizdir."
"Pragmatizmin egemen olduğu bir dünyaya kapılarak ve insan ilişkilerinin teknolojinin iştahına kurban edilmiş olmasına bakarak "erdeme dayalı" bir toplumun oluşmasından ve bu toplumun medeniyetini kurmasından umudu kesmemek gerekir."