"Hepimiz artık kalıcı bir bunalım yaşayan Avrupa karşısında azimle ve hep birlikte sökmesi beklenen şafaklar ardına gizlenmiş taze fikirler aramaktayız. Fransa'da referandumun kabul edilmemesiyle kıtamız ilerleyişini durdurdu. Avrupa tereddüt ediyor dünyayı değiştirmeye çalışacağı yerde onu gözlemekle yetiniyor. Avrupa aşk ile düş kırıklığı kayıtsızlık ile heyecan arasında gidip gelen yüzyıla çok benziyor. Hem her şeyi hemen istiyoruz hem de içimizde hiçbir şeyin fark etmeyeceği duygusu var. Sabırsızlık gittikçe büyüyor. Oysa aceleciliğe ve kararsızlığa dönüştüğünde olumsuzluk yaratan sabırsızlık canlılığa ve cürete yöneldiğinde hakikaten ufuk açıcıdır. O halde gözlerimizi açalım. Amaç kuşkusuz barıştan ve demokrasiden yana bir Avrupa'dır. Yarının dünyasını hümanist ideallerimizle kurmaktan yana bir Avrupa. Günlük hayatımıza daha çok güvence adalet ve beklenti katmaktan yana bir Avrupa..."
Biri Jorge Semprun kominist bir direnişçinin zengin ama acılı deneyimleriyle donanmış bir sosyalist solcu; diğeri Dominique de Villepin De Gaulle'cü bir gelenekten gelme bugünün başbakanı. Aynı zamanda günümüz dünyasının karmaşıklığının bilincinde olan ve demokrasi heyecanıyla Avrupa değerlerine bağlılığın birleştirdiği çağdaşlığa ve onun içerdiği devrimci potansiyele inanan bu iki yazar dert edinip haftalar boyunca kendi görüş ve kanaatlerini birbirlerine aktararak bu kitaptaki metinleri kaleme aldılar...