Oslo'da sıcak bir yaz akşamı. Martin Stella'yı her zamanki tehlikeli oyunlardan birine davet eder. Dokuz katlı bir binanın çatısında bir denge hareketi yapacaklardır. Çatının kenarında yürürlerken Stella sendeler bir an Martin'in kolları arasında kalır sonra dehşet içindeki izleyicilerin çığlıkları arasında aşağı düşer. Martin Stella'yı kurtarmaya çalışmış mıdır yoksa düşmesine göz mü yummuştur? Stella'nın öyküsünü kızı Amanda dostu Axel ve Martin'in ağzından dinleriz: Kıskanç bir eş tutkulu bir sevgili melek gibi bir hemşire özverili bir anne ve ardında bir sır bırakan bir kadın. Stella Düşerken İsveçli film yönetmeni Ingmar Bergman'la Norveçli oyuncu Liv Ullmann'ın kızı Linn Ullmann'ın ikinci romanı. Ullmann Stella Düşerken'de gizemli bir yaşamın tanıklıklarını sunuyor okuyucuya. Stella'nın yaşamı geride bıraktığı yakınlarının anlatımında yeniden kurgulanıyor. Bir aşk öyküsü mü? Polisiye bir serüven mi? Bir yaşam bulmacası mı? Karar okuyucunun.