Delice
hunhar bir deli poyraz
bu sonbahar akşamında
saçtı öpücüklerini
kaç yağmur tanesi dövüyor namzımı
hicran bakışlı dilber
nasıl mahcup ve ürkek deniz dalgalarında
meyhane dibinden çok hafız geçti
çomak elde olur asay-ı musa
palmiye gölgesinde oturan rüstem miydi
bir yalaz çöl vurdu serapça çevirdi
derviş desen yine matemli yürüyordu
deli divane
cercis değilsem ki dem dem biçilem
ibrahim'em nar içinde gülşen-i rana