İstanbul'un karlı sokaklarından birinde mahallenin bakkalı Mert sakinlerinin tümünü tanıdığı apartmanın pencerelerine göz gezdiriyor...
İşte: Boğaz'daki bir yalının mirasçısı gözünü altın hırsı bürümüş İnci ; yaşlı Ermeni Avedis Amca ve onun sözde hizmetçisi bekar anne Serafina ; "Feminist" lakaplı yalnız kadın Kıymet ; anılarıyla yaşayan iki yaşlı Musevi Hannah ve Moşe Amca; konu komşunun bitmek tükenmek bilmeyen dedikodularının odağı yabancı uyruklu kadın; bodrum katta yaşayan Durdu ve nihayet kapıcının kızı Tülay.
Her ne kadar babası onu Mert'le sözlemişse de Tülay'ın perdesini aralamaya hiç niyeti yok. Onun gönlü gizliden gizliye bakıştığı baldırı çıplak ama paşa duruşlu Ramazan davulcusunda. O ki mahalleyi sahura kaldıran gündüzleri pencere altında maniler okuyan annesi tarafından sokağa terkedilmiş dilenmiş çöplüklerde çalışmış yani anlayacağınız hayatı acılar içinde geçmiş biri.
Ama bir gün birden...