"Sen aşkı kapının önünden çalınan ayakkabıların gibi yaşarsın."
Bir oyun olduğuna inanamayacak kadar yetişkin yaşıyorsun ya aklına bir türlü tavır koyamazsın. Unutamadığın için kendine aşkı bilmiyor diye sevgiliye büyütürsün öfke niyetine hayal kırıklıklarını. Hiç uyanmadığın bir uyku gibi geçerken günlerin rüyaları yavaş yavaş unutur uykuyu sadece kabuslardan ibaret sanırsın. Oysa gerçek değildir ne her kabus ne her acı ne her aşk içinden geçip uyandığın.
Konuşamayacak kadar yoğun yaşayıncaya onunla karşılaşıncaya kadar her oyunu gerçekle karıştırır çözemeyecek uzunlukta cümlelerle kendi kabuslarını kendin yaratır yüreğini bir zaman tünelinde kendi ellerinle boğarsın.