Bir Adam Yok Oluyor aslında bir varoluş öyküsü. Var oluşan ancak peş peşe yok olanlar yaşamımız boyunca oluşturduğumuz kimlikler. J.B. Pontalis diğer kitaplarından oldukça farklı olan bu hayatılnda kimlik sorunlarını anlatan dinleyen yazan kimliklerini birbirine sarmalayarak ele alıyor. Ama bir psikanalistin yapması gerektiği gibi peş peşe sorular sorarak yapıyor bunu. Kim anlatıyor? Bu sorgulamada okuyucu olarak da payımıza düşeni alıyoruz. Kim olarak da payımıza düşeni alıyoruz. Kim olarak okuyoruz ve kimi okuyoruz biz bu satırlarda?