İsa "Ben yolum. Hiç kimse öze bensiz erişemez" der. Ve aslında tüm Hıristiyan dünyası İsa'nın öğretilerinde verilen kutsal yazılara ve Tevrat temeline dayanır. Bu öğretilerin kökü Eski Ahit'te Tevrat'tadır ve dolayısıyla Yahudi geleneğindedir.
Kabala Gnostik ve Neoplatonik elemanlar içeren ve anlaşılması çok zor bir teosofik sistemdir. Bu sistem Tanrının doğasını ve bizim Tanrı ile olan ilişkimizi tanımlayarak her şeyi kapsayan bir yaratılış vizyonu sağlar. Kabala aynı zamanda Tevrat ve özellikle de sembolik olarak Yaşam Ağacı'nın dereceleri olarak verilen On Emir hakkında güçlü bir yorum getirir.
En önemlisi de Kabala üzerine çalışmanın Mesih'e ait derin bir temeli açığa çıkarmasıdır. Diğer bir deyişle Kabala Mesih kavramı ile sıkı bir bağlantı halindedir. Bu Isaac Luria'nın ifşaatıyla açıklığa kavuşmuştur. Luria'nın Kabala açıklamaları Yahudilerin İspanya'dan kovulduktan sonra çektikleri acılara kozmik bir anlam kazandırır ve Kabala doktriniyle ilgili Mesih'e ait bir yorum sunar. Luria'ya göre Mesih Kabala'nın kalbindedir ve onun gerçek anlamına sadece İsa kanalıyla ulaşılabilir.
Yazar Migene Gonzalez-Wippler Mesih-Kabala bağlantısını araştırdığı kitabında bu derin bağın yaratılışın gerçek anlamını çözen anahtarları barındırdığını anlatıyor.