Sahi nedir şiir? Ne işe yarar? Yaşamın neresinde durur? Nasıl ve ne için yazılırsa neleri mümkün kılar?
Uluırmak'ın böylesi telâşları hiç mi hiç olmadı. O yıllardır sadece şiir yazdı şiirini yaptı. Kendi dehlizlerinde ilerlemeyi "icadettiği çılgınlığa" yürümeyi tercih etti. Yalnızca şu soruyu sordu: "Şiir yoksa nasıl yaşanacak?" "İyi ki şiir vardı" Sokaklara çıkılacak gecede kalan şiirler aranacak yıldızlara kayılacak alıp başını giden şiirlerin peşinden koşulacaktı. Mor renkli şiirler yazılacaktı. Kendinden çıkmak isterken kendine gidilecekti. Suladığım şiir olacaktı sarındığım şiir.
Toprağı derin kazılacaktı şiirin; sözcükler sesler tek tek ayıklanıp tozları tek tek alınıp anlardan şiir yapılacaktı.
"Şiirin bittiği yer yoktur."