Adolf Hitler 22 Ağustos 1939 günü askeri kurmaylarına Polonya ile ilgili kısa vadeli planlarını anlatıyordu özel çadırında:
Biz gücümüzü hızımızdan ve acımasızlığımızdan alıyoruz. Cengiz Han milyonlarca kadın ve çocuğun ölümüne yol açtı planlı bir şekilde ve büyük bir mutlulukla... Tarih onun şahsında sadece bir devlet kurucusunu görüyor. Güçsüz bir Batı Avrupa medeniyetinin benim hakkımda ne diyeceği umurumda bile olmaz. Polonya mevcut nüfusundan arındırılacak ve buraya Almanlar yerleştirilecek. Küçük devletler beni korkutamaz. Kemal'in ölümünden beri Türkiye aptallar ve yarım akıllılar tarafından idare ediliyor...
Savaş amacımızın yalnızca belli sınırlara ulaşmaktan ibaret olmayıp düşmanın fiziksel varlığını yok etmeyi de kapsadığını bildiren buyruğu yayınladım ve her kim ağzını açıp tek bir eleştiri sözcüğü sarf edecek olursa infaz mangası tarafından idam edilecektir.
Siz Beyler şan ve şerefe yüzyıllardır olmadığınız kadar yakınsınız. Güçlü olun! Merhametsiz olun! Başkalarından daha hızlı ve daha acımasızca harekete geçin! Batı Avrupa vatandaşları korkudan tir tir titremeliler. Bu onları korkudan öldüreceği için savaşı ilerletmenin en medeni yoludur.
Bu yüzden şimdilik yalnızca doğuda ölüm teşkilatlarını hazır bulunduruyorum. Onlar Leh kökenli ve leh dilini konuşan erkek kadın çocuk yaşlı her kim varsa hepsini gözlerini kırpmadan ve acımadan öldürmek için emir aldılar. Bize gereken yaşama alanını ancak bu şekilde ele geçirebiliriz. Tüm olanlara rağmen bugün Ermenilerin imhasından bahseden kim kaldı ki?
Yanlış okumadınız Adolf Hitler'e ait. O "tüm olanlara rağmen bugün Ermenilerin imhasından bahseden kim kaldı ki?" diye sorar askeri kurmaylarına ve "Korkmadan katledin!" talimatını verir.
Hitler'in sözlerini ahlaki ve tarihsel olarak ele almak; iki dünya savaşının keşmekeşinde işlenen iki taammüden suç arasındaki şaşırtıcı paralelliği yansıtmak; İstanbul'da kurulan Osmanlı Mahkemesi'nin "Jön Türk liderlerini savaş suçlarından ve Ermenilere karşı işlenen suçlardan yargılama"sının ardından başarısız bir "Nuremberg"in gerçekleştiğini hatırlamak ve Hitler'in Ermeni Kırımı'ndan çıkardığı tüyler ürpertici derslere kafa yormak durup düşünmek!.. Fakat Ermeniler için Hitler'in retorik sorusundaki zalim alay akıldan çıkarılamayacak derecede gerçekti. Dünya onların soykırıma uğradığını unutmuştu ama Hitler cani planları için bile olsa "muazzam örnek" olarak hatırlamıştı. Bugün tüm belge ve tanıklara rağmen "Sözde Ermeni Soykırımı" "Yok öyle bir şey" veya "Ben/Biz yapmadık o yaptı!" demenin inkarda diretmekten başka ne anlamı var ki? İnkar felsefesini benimseyenlere ispatın anlamı olur mu? Sanıyoruz bu kitaptaki belgeleri görmezden gelmek yanlışta ısrara katılmak olacaktır.