Klasik edebiyatımızın ikinci büyük mesnevisi ve bütün bir dünya edebiyatının en görkemli eserlerinden biri olan Hüsn ü Aşk ne yazık ki şimdiye kadar yanlış ve eksik çevirilerin kurbanı olmuş ve bu çok renkli ve çok yönlü eser hep tek yanılı ve dar bir çerçeveden değerlendirilmişitr. Sebk-i Hindi (Hint üslubu) dediğimiz girift hayallerin çok zengin tarihi estetik kültürel çağrışımların hakim olduğu bir üslupla kaleme alınan Hüsn ü Aşk'a bütüncü bir açıdan bakıldığında görülecektir ki; onda sadece tasavvuftaki vahdet-i vücut düşüncesinin sembolik ve alegorik anlatımı yoktur. O klasik edebiyatın bütün meselelerine vakıf büyük bir sanatkarın Hint üslubunun insan düşüncesini muhayyilenin engin denizinde sonsuz deriliklere daldıran etkisi altında altı aylık müthiş bir beyin fırtınası ile kaleme aldığı fantastik ve poetik yanının tasavvufi yanından hiç de geri kalmadığı bir şiir anıtıdır.
Kitapta sol sayflarda Hüsn ü Aşk'ın bugünkü harflerle okunuşu verilmiş; sağ sayfalarda da o beyitleri nesir diline aktarılmıştır. Beyitlerin anlaşılabilmesi için yapılması gereken açıklamalar da (454 madda halinde) ilgili safların altlarına konulmuştur.
Bu notlar ve açıklamalar ve ayrıca beyitlerin nesre çevrilişi sırasında parantez içerisinde yapılan ilavelerle kitap bir nesre çevirinin boyutlarını aşmış ve artık bir Hüsn ü Aşk şerhi niteliğini kazanmıştır.