Benim ilkokul öğrenciliğim sırasında geçerli olan bu "hal ve gidiş" durumunu sosyalist hareketin gidişatına uyarlamak istedim. Yani devrimci faaliyeti "hal ve gidiş" notu olan bir okula benzeterek değerlendirmeye çalıştım. Bu nedenle kitabın adını "hal ve gidiş" koydum.
Sosyalist hareketin "hal ve gidişi" üzerine söylenecek çok şey var. Öncelikle gidişatın iyi olmadığını söyleyebiliriz. Zaten bu konuda kimse aksini iddia etmiyor. Bu konuda zaman zaman durum saptamaları yapılıyor. Sözgelimi sosyalist hareketin uzun yıllardan beri bölünmüş ve parçalanmış konumda olduğu yapılan hatalardan ve acı deneylerden ders çıkartılmadığı ortak bir hedefe yönelmiş olmalarına karşın sosyalist kişi ve grupların birbirlerine karşı acımasız davrandığı birlik ve bütünleşme süreçleri yerine katı rekabetçi tutumların sürdürüldüğü vb. bir çok konuda birbirine benzer şeyler söylüyoruz.
Ancak devrimci ve demokratik güçleri bir kulvara yığarak devrim ve sosyalizm mücadelesinin bir atılım yapmasını başaramıyoruz. Bu halimiz düşmanın "böl parçala ve yönet" taktiklerini kolaylaştırıyor. Oysa Che Guevera'nın dediği gibi "Üzerinde anlaşmamız gereken şey ortak bir düşmanımız olup olmadığı ortak bir hedef için uğraşıp uğraşmayacağımızdır".
Bu soruya topluca yanıt aramamız bugünkü "hal ve gidişimizi" değiştirebilir.