I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde henüz 12 yaşındaydım; savaş yılları ve sonrası benim entelektüel gelişimime pek çok bakımdan damgasını vurmuştur. Bu yıllar beni genel geçer fikirlere özellikle de siyasi fikirlere karşı eleştirel bakar hale getirmiştir. Şüphesiz o günlerde savaşın ne demek olduğunu bilen insanların sayısı çok azdı. Ülkenin her yanında savaş çığırtkanlığı yapanlardan uzak çevremizin bile katıldığı kulakları sağır edene bir vatanseverlik yaygarası vardı. Savaştan önce bizim çevrenin pek çok üyesi barışçıl teorilerden yanaydı mevcut düzene hayli eleştirel bakardı. Bu insanların aniden muhalif oldukları politikaları savunur hale gelmiş olmaları ise beni şoke etmişti. İlerki yıllarda o günleri sık sık hatırladım.