Yalçın Hoca Külliyatının en temel parçasına kütüphânelerinizde yer açın..
"Tezler" dünyada ve yurtta bir iç savaş döneminde doğdu; patlayan tomurcuklardan sayabilir miyiz her halde böyle bir sorunun cevabı bana düşmemektedir. Benim söyleyebileceğim hem tomurcuk tarlasının ve hem de iç savaş mevzilerinin rüzgarını taşıdığıdır; üslubu hançer'i hatırlatmaktadır. Bereketli yıllarda ve doğurgan bir aydın dünyasının ürünüdür.
Hançeri belinde tüfeği omzunda bir harmancı görüyorum.
Şu iki noktayı daha ekleyebilirim; birincisi bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi dağda zindanda konaklarda soran evlerde en çok okunan ansiklopedi'dir; zor yerlerde koyu kapaklarının elden ele geçişle yıpranmış kırlaşmış formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum.Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor.
Buna seviniyorum. Sevindiğim bir nokta ise özellikle yeni zengin ve "vakıf" üniversitelerin lüks kütüphanelerine hala sokulmamalarıdır. Legal ancak sokmuyorlar ve bunu doğru bulmamakla birlikte anlayabiliyorum; "Tezler" üniversitelerin kurduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine de denk geliyor. Üniversiteler benim kitaplarını rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hâlâ sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi henüz yazamadıklarımdır.