İçinizden herhangi bir sebeple kovduğunuz birisini yaşadığınız şehirden de kovabilir misiniz? Sığınacağınız bir esmer sevdanız bile yoksa yeni sözcükler mi ararsınız yemininizi iletsin diye yoksa ülkesiz bir bayrak gibi çırpınan umudunuzu yarıya indirip barışın anlamı mı olursunuz?
Bu öyküleri okurken yağmalanan bir limana yüreğinizi demirleyebilir ağlamaktan seğiren gözlerinizi biçimlendirirken sevdanızın gözyaşlarını kurulayabilirsiniz. Ama unutmayın ki her gemi ayrılmak için uğruyor limana. Arkanıza dönüp baktığınızda merhabayla hoşçakal arasında hiçbir şeyin kalmadığını göreceksiniz. Zaten merhabayla hoşçakal arasında başlamıyor mu ayrılık? Ve her ayrılık kuytu köşelerde dilsiz ağrılara çare ummakla baş başa bırakmadı mı bizi? Çünkü hiç kimse öğretmedi bize acıların mutluluğa ortaklığını....