Oyunda hiçbir ülke ismi verilmeden Ortadoğu'nun birçok halkına mensup insanları bir araya geliyor. Bir araya gelmelerine neden olan Lüblanda bir inşaat firmasında birlikte çalışmaları olmuştur. Burada birbirlerini tanıyan insanlar zamanla samimi olmaya başlıyorlar. Yazar oynun girişinde TaranbulatasIn ağzından şunları belirtiyor:
"Benim adım Taranbulatas. Bundan tam eli yıl önce henüz kibirli bir dünyanın yalnızlığı içinde ve birçok insanın varlığından bile haberdar olmadığı küçücük lakin bir o denli de tatlı bir köy kimilerine göre adı "Mermerat" kimilerine göre "Hemherat" ve kimilerine göre "El sahat" olan bir köy"
Mevsim kış. Metreleri bulan kar ani bir fırtınayla bütün bir bölgeyi tıkamıştı. Zaten derme çatma olan yol fırtınanın da etkisiyle tümüyle kapanmıştı.
Bu köye doğru gidiyorduk ancak o kadar çok kar yağmıştı ki başımıza nelerin geleceğini bilmeden ve önümüzü kestiremeden sadece tedirgin bir ruh haliyle bir birimizin yüzüne bakıyorduk.
Köye ulaşmak için -ki önümüzde bir köyün olduğunu bile bilmiyorduk- tam altı saat yürümek zorunda kalmıştık.
Köye gittik günlerce köyde kalmanın verdiği can sıkıntısı hepimizi çok etkiliyordu. Büyük kent yaşamına alışmış modern dünyanın ve teknolojinin kolaylıklarına alışmış insanlar olarak elektriğin kaloriferlerin televizyonun ve bunun gibi hiçbir şeyin olmadığı bir ortamda sıkılmanın da ötesinde garip bir bunalımı yaşamaya başladık. Ne yapalım ne edelim diye düşünürken tartışırken aniden bir fikir atıldı ortaya. Oyun oynayalım. Evet bir oyun oynadık..
Oyun yüzyıllardır devam eden ve bir türlü değişmeyen ama bir kör düğüme dönüşen Ortadoğu'yu ele alıyor. Yazar Yakup SOYLU din felsefe mitoloji iktidar edebiyat ve devrimin bir biriyle olan mücadelesinin ciddi ve kanlı süreçlerini yaşattığını belirtirken; bir birinden farklı olduğunu sandığımız bütün bu kavramların aynı takıntı ve sorunsallığa çakıldığını bir tür lirik diliyle işlemektedir adeta.
Farklı bakış açıların takıldığı yöntem aynı yöntemdir. Söylemler teoremler muhalif güçler devrimciler egemenler her kes iktidarın peşindedir. Bir oyun olarak başlayan ama çok kanlı bir sonla biten kitap geleneksel ve resmi algının dışına çıkarak yepyeni mesajlar vermektedir. Aşk ihanet taraf tarafsızlık başka bir değer kavramı üzerinde ve yeniden irdelenmektedir.
Yakup SOYLU "Sessiz seyirci" oynunda bir çok kavramı sorgulamaktadır. Bir edebiyat metini olarak da okunacak kadar akıcı ve güzel olan oyun Ortadoğu'nun kaderi haline gelen ve sürekli tekrarlanan siyasal kör düğümlerin sosyal ve edebi arka planını irdelemektedir.