İlk Çağdan Bugüne Kadar Büyük Kitap Koleksiyonlarının Yok Oluşu
Yazıyı icat ettiğinden bu yana insanlar yazmışlar ve yazdıklarını biriktirmişler. Tarihe düşülen bu yazılı kayıtlar koleksiyonlarda giderek büyümüş. Kütüphaneleri de medeniyetlerin en önemli göstergeleri olmuş. İskenderiye'yi dünyanın her yanında ve tarihin uzun bir diliminden bu yana insanlar harap edilen kayıp kütüphanesi ile tanımış. Mezopotamya'da kayıp medeniyetlerle birlikte koca koca taş tabletler kayıplara karışmış yok olmuş... Mısır'da Anadolu'da kütüphaneleri ile ünlü Bergama'da Efes'te depremler yangınlar savaşlar medeniyetlerle birlikte kütüphaneleri de silmiş süpürmüş. Hani yangınlarda depremlerde doğadan gelen büyük felaketlerde kaybolan kütüphaneler karşısında ancak elden ne gelir duygusuyla dertlenirken; savaşlarda bilerek kastederek yakılan kül edilen kütüphaneler karşısında üzülmenin yanında bir öfke de sarıyor insanı. Sezar'ın ordusuyla yakılan İskenderiye Kütüphanesi Haçlı saldırısıyla yok edilen Cordoba Kütüphanesi Rönesans sonrası yok edilen Manastır Kütüphaneleri ve değerli kitaplar; Vilna'da ortadan kaldırılan İbrani Kütüphanesi... Sonra günümüzde Saray Bosna'da Sırp saldırılarıyla ortadan kaldırılan Üniversite Kütüphanesi Afganistan'da Afgan Mücahitlerce yok edilmeye çalışılan tabletler Irak'ta Musul'da ABD saldırısı ardından yağmalanan Ulusal Müze ve Ulusal Kütüphane. Ve "Medeni" ülkelerin medeniyete kayıtsızlığı...
Kitap işte tüm bu kayıp kütüphanelerin medeniyetlerin peşinde koşuyor. Bunların hikayelerini anlatıyor. Ve son bölüm Truffaut'nun "Fahrenheit 451" ile bitiyor. Toplumda istikrar adına bireyleri geçmişlerinden kültürel birikimlerinden kopartmaya çalışan rejime direnen insanların tek direnme biçimi kitap okumak kitap saklamak kitap biriktirmek... Yaşasın Kitaplar... Yaşasın Kitaplıklar...