Kendimizi denize açılıp Taş Köy sularına dümen kıran bir teknede görüyorum. Hafızamda dalgalar berraklaştıkça bu devasa şehirden bu dev binalar ve kalabalıktan uzaklaşıyor buluyorum kendimi..giderken ruhumun gizli kalelerine torpido gönderiyor onları bir bir fethediyorum patlamalar kulak zarımda yankılanırken ve saçılan köpükler elbiselerimi sırılsıklam ederken. Sonra torpidolar saldıran balık kümeleri içinde hala patlarken tüm kaleler deniz tabanına gömülüyor. Deniz kızıla dönüyor ve acı hissediyorum o balıkların ölmesini hiç istememiştim..
Dil bir fablın ayıklanmış basitliğine sahip etkisi ise biraz bir Haruki Murakami romanı gibi..
Times