Yaşam ateşböceğinin bir anlık yanıp sönüşü kadar kısa... İnsanlar yaşadıkça etraflarına yansıtacakları sevgi ve mutluluk ateşböceğinin zifiri karanlıkta bir anlık çıkardığı o harika ışık gibi pırıl pırıl olsun ve tüm dünyaya yansısın...
Bugün kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissediyorum. Gözlerimi kapayıp düşünmeye koyuldum. Evvelce pek de üzerinde durmadığım hatta basit gördüğüm birçok şeye özlem duyduğumu hissettim... Bir kıyı kahvesinde simit ve çay... Balıkçı lokantasında balık ve bir duble de rakı... Sıcak bir yaz günü salaş bir yerde kızarmış patatesle bir bardak bira... Süleymaniye'de kuru fasulye ve acılı turşu... İyi bir kebapçıda kebap çeşitleri ve çiğ köfte... Akşamüstü bir duble viskiyle deniz kenarında günbatımını izlemek... Yengemin çiğ böreği... Kayınvalidemin aşuresi... Daha neler neler çekiyor canım...
Bana basit bir hastalık yakışmadığına göre kolayca da kendimi bırakıp teslim etmeye niyetim yok... Kanseri yenme mücadelesinde değilim... Sadece "Ben buradayım kolaysa gel al bakalım!" diyorum...
Kanserin penceresinden bir yaşam sentezi... Özer Baysaling kanserle mücadelesini anılarıyla harmanlayıp sadece bir hastalığın değil dopdolu geçen hayatının portresini sunuyor. Eski İstanbul'da başlayıp gazinolara plajlara dünya seyahatlerine yakıcı tutkulara büyük aşklara ve ünlü yıldız Nejla Ateş'le evliliğinden gecekondulara uzanan; sevgi tutku spor ve enerji dolu bir serüven kanserin penceresinden karşınızda...