Bir yoksulun kemiklerinden başka bir şeyi kalmamış ellerini binlerce kilometre öteleren tutuyor. Sıcak çorbasından ona da ikram ediyor. Evinin yanından uzak ülkelere kadar her yoksulu ekmeğinde hak sahibi görüyor. Tanıyıp tanımadığı herkesi bu sorumluluğa çağırıyor. Yoksullardan ekmeklerini çalanları fark etmelerini istiyor yoksullaştıranları insanlara gösteriyor.
Bir Bağdat havası yaşıyor bir Kandehar. Elemini yüreğinden gözlerine ordan da sözlerine taşıyor. Hüzününü öfkesiyle harmanlıyor. Çocuğuna Felluce adını veriyor. Sıktığı yumruklarıyla bir inanç coğrafyasını dünyaya haykırıyor zalimlere lanetin en ağırını çağırıyor. Gazze'nin adını Kudüs'le birleştiriyor yaşadığı şehrin adı yapıyor.