Dünya kamuoyunu sarsan müthiş cıa işkence sorgulamalarıCIA'ın sorgu uçaklarının Tüm Dünya Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki işkence sorgulamalarıEbu Garib Hapishanesi'ndeki görüntüler dünya kamuoyunu şok etmişti. Bu fotoğraflar basit bir sadizm ya da askeri disiplinin bozulduğuna işaret eden belirtiler değildi. Onlar elli yıldan fazla bir süredir Amerikan istihbarat dünyasında bir kanser gibi yayılan ama fark edilmeyen CIA'in işkence yöntemlerini göstermekteydi. Bu fotoğraflara tek tek ve yakından bakacak olursak CIA'nın 1950 yılından günümüze kadar süren işkence tekniklerinin köklerini görebiliriz. Bu görüntüler ve sonrasında yapılan soruşturmalar da gösteriyor ki Afganistan Guantanamo Irak ve Ebu Garib cezaevindeki sistematik işkence uygulamalarına önderlik eden kurum CIA'dir.
CIA 1950'den 1962 yılına kadar beyin kontrolünü hedefleyen işkencelerin içinde yer aldı. CIA'in psikolojik işkence keşfi her ne kadar kendisine bağlı olan gizli ve güvenli evlerin dışındaki dünyada fark edilmese ve duyulmasa da bilimsel açıdan önemli bir dönüm noktasıydı. İki bin yıldan fazla olan işkence tarihinde sorgucular aşırı olmasına ve sık sık direnişi artırmaya yarasa da sadece fiziksel işkence yöntemini uyguluyorlardı. Buna karşın CIA'in psikolojik paradigmasında iki yöntem birbiriyle kaynaştırılmış olarak uygulanıyordu: "duyusal oryantasyon" ve "kendi kendine acı çektirmek." İnsan doğasındaki psikolojik ve fiziksel kırılganlıkları tespit etmek amacıyla yapılan araştırmalarda CIA'in "duyusal yoksunluk" adlı yöntemi bütünüyle duyulara ve duyarlılıklara bir saldırıya dönüştü: işitsel görsel dokunma zaman kavramı vücut ısısı ayakta kalma seksüel ve kültürel.
Daha derin düzeyde söyleyecek olursak Ebu Garib Guantanamo ve Kabil'deki kötü muameleler İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Amerika'nın geliştirdiği örtülü savaş doktrinin uzun tarihinin manifestolarıdır. Amerikan dış politikasının merkezi yönünü ortaya çıkan gizli psikolojik işkenceler oluşturmaya başladı. Bu nedenle bu kitap tekil olaylara ve hatta Ebu Garib gibi önemli skandallara odaklanmamakta daha çok Amerikan iktidarının bu olayları dünyaya nasıl güçlü ama aynı zamanda da yanlış bir biçimde sunduğuna yoğunlaşmaktadır.