İlkyaz Şakası birikimini çeşitli yazınsal türlerde sürdüren Kemal Gündüzalp'in toplumsal gerçeklerin ve ağır yenilgilerin sıkıştırdığı yokluk ve yoksunluk içindeki insanların yarım kalmış aşklarını ansızın gelen ayrılıklarını ağlatı düzeyine varan acı ve hüzünlerini yalnızlıklarını bireysel tökezlemelerini yenilgiyle birlikte ürkek kaçışlarını ve bunların yanı sıra yaşama tutunmak için alttan alta sessiz direnişlerini de anlattığı ilk öykü kitabı. "Ne"yi "nasıl" yazacağını bilen Kemal Gündüzalp'in derin içe dönüşler ve geçmiş sorgulamalarını zemine oturtarak yarattığı bu özel öykü dünyası sayesinde kendi kuşağı ve günümüz öykücüleri arasındaki yerini alacağını biliyoruz.
Gidiyorum!.. Evet çat kapı gidiyorum bu sabah; 'hoşça kal' demeden senin başucuna gelmeden çocukların sabah uykusundaki güzelliklerine doyasıya bakmadan çekip gitmek niyetindeyim. Niyeti falan kalmadı gerçi. Kaçıyorum işte...
Dağlara gidiyorum kendi dağlarıma; içimde kabarıp duran özlediğim dağlara... Özgürlüğe doğru!