Öğretiye dayalı ifadeler tüm teferruatıyla hakikati vermez. Kullanılan ifadeler deruni hakikatin sadece sınır taşları görevini icra ederler. İfadelerin fonksiyonları ifade edilemeyenin kelimelerle olabileceği kadardır. İşte modern eleştirmenlerin kadim doktrinleri dogmatik ve yetersiz olarak niteleyip karalarken bir türlü anlayamadıkları şey budur. Gerçekte kelimelere dökülen bir ifade ancak "kinayi bir anlatım" (işarat) olabilir ve imaları sınırsızdır; hatta bu imalar mutlak hakikatin temel özüne kadar sınırsızdır. Zira mesele gerçeğin keşfedilmesi değil hatırlanmasıdır.
İslâm dini üç yapısal unsura ayrılır; inanılması gereken her şeyi kapsayan İman yapılması gereken her şeyi kapsayan İslâm inanç ve amele kusursuz vasıflar bağışlayan tabir-i diğerle bunları yoğunlaştıran ve derinleştiren etkin hassa İhsan. İhsan; akıl ve iradenin sıddıkiyetidir.