Daha önce Türkiye'de yayımlanmış kitapları büyük ilgi gören Almanya'nın en başarılı polisiye roman yazarlarından Jürgen Ebertowski'nin İstanbul-Tekirdağ-Berlin üçgeninde geçen kitabı Dionysos'un Mirasçıları Berlin'de bulunan Narr Bar'dan çok değerli bir Yavuz Sultan Selim tablosunun çalınmasıyla başlıyor. Hem Türk dostlarını hem de Türk şarabını seven yazar Eugen Meunier Narr Barr'ın sahiplerinden dostu Mehmet Barkan'a kayıp tabloyu bulmak için yardım etmeye karar verince İstanbul'a gider. İstanbul'daysa kendini renkli ama bir o kadar da tehlikeli bir dünyanın içinde bulur. Dostu Mehmet Barkan'ın Tekirdağ yakınlarındaki bağında vahşice parçalanmış cesetler ortaya çıkıp tüm ipuçları yeni bir Dionysos inancına işaret ettiğinde Eugen'in araştırmacı sezgileri ve kıvrak zekâsına gerek duyulacaktır. Spiegel dergisinin "kıvrak zekâlı çok yetenekli bir yazar" olarak tanımladığı Jürgen Ebertowski Dionysos'un Mirasçıları'nda Berlin - İstanbul arasında geçen her sayfası soluk soluğa okunan "Eugen Meunier'nin İlk Serüveni"ni anlatıyor.