Franco'nun nasyonal Katolik rejimi emanet ettiği Kral Juan Carlos mimarı olduğu kademeli demokratikleşme sürecinin İspanya'ya çağ atlatan demokratik bir anayasayla taçlandırılmasını sağlamıştır. Geniş bir toplumsal mutabakata dayanan 1978 Anayasası ayrılıkçı çevresel milliyetçiliklerin entegrasyonunu sağlamak amacıyla simetrik bir özerklikler sistemi de oluşturmuştur. Zaman içinde esneyen bu sistem artık asimetrik hatta federal bir nitelik taşımaktadır.
Topraklarının bir bölümü Fransa'da kalan Euskal Herria devletini kurma ütopyasını dayatan ayrılıkçı Bask milliyetçiliği ise bu geniş mutabakatın içinde yer almamakta ve terör boyutuyla demokratik İspanya'nın bugüne kadar çözümlenememiş başlıca sorununu oluşturmaktadır.
İspanya ayrılıkçı terörle mücadelesinde karşı terör ör-gütlenmesinden diyaloğa kadar her türlü yöntemi denemiş ve AB üyeliğiyle birlikte "yasal siyaset karşılığı silah bıraktırma" gibi özgün önlemler içeren demokratik bir modele geçmiştir. 1976'dan ETA'nın sürekli ateşkes kararıyla başlayan sürece kadar son otuz yılın tüm bu önemli siyasal gelişmelerini aktaran Çoğul İspanya İspanya ile Türkiye arasında bu bağlamda benzeşen ve farklılaşan noktalara da ışık tutmaktadır.