"Bu gece her ne olursa olsun bu senin başarın olacak" diye mırıldandı adam. "Gururlanmıyor musun?"
Kafasını sallamakla yetindi genç kadın. Gözlerinin pınarlarında dondu gözyaşları.
Ve bu adamın fark edemeyeceği bir şey değildi. Beklenmedik bir biçimde hiçbir şey bu güzel bu masum yaratığı tutkuyla öpmekten alıkoyamadı onu. Kafasını eğdi ve dudakları genç kadınınkilerin üzerine uzandı. Tam hayalini kurduğu gibiydi dudaklar en az hayalindeki kadar tatlı bir tadı vardı. Kısacık bir süre için genç kadının yumuşacık ılık nefesi içine doldu adamın ve o an sanki artık cennetteydi.
"Gina-"
Ve sonra bu büyülü an bozuldu. Gözlerini gördü Gina'nın. Büyümüşlerdi korkmuşlardı.
"Gina-"
"Hayır hayır yapmamalıyız-"
Gina kendini genç adamdan kurtarmış ve geriye doğru bir adım atmıştı.
"Lütfen John bu olamaz.. Bırak unutalım unutmalıyız-"
"Unutabilir misin?" diye sordu John neredeyse öfkeli çıkmıştı sesi.
"Öyle yapmak zorundayım unutmalıyım."
Çılgınca kendini dizginlemeye çalışırken sesi John'a kadar gidip geri döndü sanki.
İçinden çıkılmaz bir aşkın içine hapsolmuşlardı. Nafile bir çırpınıştı onların ki..