Ben bir şey anlatırken sık sık yaptığı gibi dudağının kenarında büyüyen bir keder bükülüşüyle dinledi beni. Bitirmemi bekledi sonra içten bir anlayışla gülümsedi. Ona sarılmamı istedi. Orasının mutlu bir yer benim de mutsuzmuş gibi konuşmayı seven mutlu bir adam olduğumu söyledi. Beni gülümsetti. Sanırım çiçekleri de. Onu oraya getirdiğim için mutlu olduğunu orada yaşamaktan hoşlanacağını söyledi sonra. Duraksadım çiçekler gülümsemeye devam ettilerse de.