Kürtlerle Türkler arasında cesetlerden örülen duvarlar bütün heybetiyle toplumsal geleceğimizi tehdit etmeyi sürdürüyorken kimse bizi dağlardan toplanacak yeni cesetlerden yeni duvarlar örmenin faydalı olduğuna inandırmaya kalkışmasın.
Omuzlarımız yoruldu yüreklerimiz burkuldu kan ağlıyor içimiz ayaklarımız artık yeni duvarları ve yeni tabutları taşıyamaz.
Onurumuz hele onurumuz ve vicdanımız böyle bir acıya böyle bir felakete bir daha katlanamaz. Şiddetin sürekliliğine ve kutsallığına inanmıyoruz. Hiçbir vatan toprağı hiçbir ulusun hiçbir sınıfın çıkarı bir sevgilinin gözlerine dalıp gitmeye ne fırsat ne vakit bulabilmiş ve bedeni kurşunlara hedef olduktan sonra belki de sadece kod adıyla anılacak olan 'isimsiz' bir gencin ya da bir Mehmetçiğin hayatından daha değerli değildir. Bu hayatlara saygı duymakla başlar siyasal özsaygısı insanın. Bu özsaygı yoksa hiçbir amaç hiçbir hedef kutsal değildir; çünkü bugün daha iyi biliyor ve anlıyoruz ki aslolan hayattır kendisidir ''Savaş ve Barış'ta o büyük ustanın büyük şaheserinde anlatılan. Onu savunmaktır onur bile bile kaybetmekse hiç değildir.''