1960'ların sonundan başlayarak 1980'lerin başına değin süren bir dönemi yaşayan çocukların sorusudur bu. Hiç kimsenin yaşam garantisinin olmadığı insanların sokak ortasında öldürüldüğü kahvelerin tarandığı bombalandığı; katillerin haberlerde "kimliği bilinmeyen kişiler" diye anıldığı; kanlı ellerin bulunamadığı mahkeme önüne çıkarılamadığı bir dönemdir bu. Kapsamlı imha planını adım adım uygulamaktan çekinmeyen bir faşist örgütlenmenin halkın her kesimini hedef alan bir ulusu birbirine düşürme tezgâhıydı bu aynı zamanda.. Ülkemizde binlerce kişi bu karanlık planın gerçekleşmesi için acımasızca katledildi. Cinayetlere yıllarca "faili meçhul" dendi. Yakınları cinayetlerin ardından gelen aşamaları sonu gelmez bir işkence gibi yaşayacak kimi zaman gerçeğin bir ucuna yaklaştırılıp sonra da onlara "delil yetersizliğinden.." denecek araştırmalar soruşturmalar sırasında türlü zorluklarla engellemelerle karşılaşacaklardı.
Orhan Tüleylioğlu bu kitabında saldırıya uğramış en temel insan hakkı olan yaşama hakları elinden alınmışların izini sürüyor. Dava dosyalarını gazeteleri dergileri arşivleri tarayan Tüleylioğlu yıllardır havada asılı kalan soruların ardındaki hüzünleri ve acı gerçekleri pek çok fotoğraf ve belgeyle günışığına çıkarıyor.
Kitap yakın tarihimize ışık tutarken ülkemizde işlenen aydın cinayetleri üzerine bir kez daha düşünmeye ve tartışmaya çağırıyor.