'Sanat nedir? Renk nedir? Görüntü nedir? İnsan Hayal Makinesinin ışığında eski ve modern soyut sanatı gözleri kapalıyken gördüğü zaman bu eski sorular yeni cevaplar gerektirir.'
Brion Gysin bir çok isim gibi ülkemizde adına pek değil hiç rastlanılmayan oldukça önemli figürlerden biri. Bir Beat figürüne dönüşmesinden evvel de Gynsin çok yönlü araştırmalarına ve üretkilerine devam etmekteydi. Lakin Burroughs ile tanışan bir insanıın hayatı nasıl ki eski seyrinde süremezse Gysin'inki de değmiş ve dönüşmüş ama ömrünün bu safhasına dek olan tüm muazzam birikimlerini de farklı bir şekilde uygulayacak sahayı ve en uygun yol arkadaşını bulmuştur. Gysin için: ressam yazar simyacı araştırmacı müzisyen kaşif demek ve sıfatları çoğaltmak mümkün. Paris'te bulunduğu süre içerisinde sürrealist gruba dahil olan Gysin homoseksüelliğin kolektif bir sergi fırsatı olduğunu söylemesi sebebiyle homofobik "faşist" Breton onu şiddetle gruptan atmıştır. Büyük savaş süresince New York'ta takılan Brion bu süreçte kendisini resme ve tarihe adadı Oncle Tom'un biyografisini ve Kanada'daki baskının hikayesini yazdı. Fulbright burslarından birini alarak Fransa'ya gitti. Edebiyatın önemli similarından birine dönüşmek üzre olan Paul Bowles ile Fas'a göçtü. O zamanlar "Les Mille et Unes Nuits" adlı bir restoranın açıldığı Tanca'da Jajouka müzisyenleriyle birlikte kalmaya ve bu müziği öğrenmeye karar verdi ve bu müziğin üstadlarından biri haline geldi. 1959 yılında -yukarıda söylediğimiz gibi- William S. Burroughs ile tanıştı. Edebi birlikteliklerine Beat Hotel'de başladılar. Ian Sommerville ile birlikte yaptıkları Hayal Makinesine bir nokta koyan Gysin; yarattığı cut-up tekniğinin edebi eserlerde kullanılabileceğini ortaya çıkartmakla beraber bunun üzerinde oldukça fazla sayıda permütasyonlar denedi. Ki bunun en iyi yansımasını W. S. Burroughs'un cut-up metodunu kullanarak oluşturduğu edebi eserlerinde görebiliriz. "The Process"i yazmak için 1965-68 arasında Tanca'ya kapandı. 1970-73 arasında da "The Naked Lunch"ın senaryosunu yazdı ve ikinci romanı olan "Beat Museum -Bardo Hotel"i Paris'e dönüp yazmaya başladı. Edebi eserine paralel olarak Brion Gysin resimsel arayışlarına da devam etti. 1943'te Japonca öğrenen Gysin hattatlık sanatını keşfetti ve Fas'ta kullanılan Arapçayı yazmayı öğrenmeye başladı. Bundan sonra da bu iki farklı tarzın harflerini ve resmini birleştirdi. Gysin bunları batılı boşluğu reddeden hattatsal tualler üzerinde yapmayı planlayacaktı. Hep otel odalarında ya da arkadaşlarının odalarında yaşadı odaları ve kokaini severdi.
Rüya makinesi fiziksel ve kortikal bir hareketliliğe neden olur ve anlamadaki diğer kapalılıkları çaresizce gizleyen becerili kullanıcılarını geri çevirir.
Hayal makinesi ağaçların arasından hızla geçerken bilincin farklılaşmış hallerine dalmasına neden olan güneş ışığı titreşimlerinin ruhunda yarattığı tesir üzerine yaptığı gözlemlerinden meydana çıkmıştır. Hayal Makinasını kullanan pek çok kişi ondan uyuşturucu kullanımı serbest bir "yolculuk" diye söz ederken insanın bilinçsiz Rüya Hali bölgelerine yaptığı İÇ yolculuğunu da vurgulamaktadır. Hayal Makinesi kelimesi kelimesine bu ülkeye giriş için bir Pasaport niteliğindedir ve oraya girerken ne bir gümrük noktası ne polis engeli ne de çiğnenecek kurallar vardır. Sınırları olmayan bir keşif gezisinden ibarettir. Hayal Makinesi büyük bir olasılıkla gözünüz kapalıyken seyrettiğiniz ilk görsel aygıt. Görmek istediğimiz şey İÇ dünya. Gözlerin kapalı olmasının karanlık demek olduğuna dair genel bir kanıya sahipseniz endişelenmeyin. Hayal Makinesiyle durum öyle değil. Işıktan bir kaleydoskop oluşacak ve yavaşça canlanan kusursuz görüntülere resimlere dönüşecek ve size kendi hikayenizi gerçekten var olduğunuzu anlatacak. Talimatlar basit. Öyleyse gözlerinizi kapatın ve Hayal Makinesinin görsel diyarına girin. Keyifli yolculuklar.