Bireysel ve toplumsal bir değişim ancak kendimizde olanı değiştirmekle mümkündür. İlahi mesaj bu doğrultudadır ve insanlığın ortak tecrübesi bunu göstermektedir. Kökü daha eskilere dayansa da Cumhuriyetle birlikte insanımıza tarihimize ve kültürümüze karşı bir yabancılaşma şokuna girdik. Bin yıllık bir inanç ve kültür mirasını Batılı düşünce ve yaşama biçimine kurban etmekle traji komikliklerle dolu bir süreci yaşamaya başladık. Halen de bütün yönleriyle yaşamaya davam ediyoruz. Ali Osman Küçükahmet'in Gün Işığın'ndaki kahramanları bu traji komik hale tanıklık ediyorlar. Kuşkusuz burada önemli olan tanıklığın nitelidir. Bu roman ise baştan sona bir nitelik vurgulamasıdır. Geçmişi çözümleyen tarihsel ve kültürel yabancılaşmamızın kopukluğumuzun altını çizen ve ışığı aydınlık yolu gören gösteren bir nitelik. Romanda değişmez bir yasanın tasviriyle karşı karşıyayız: Ancak kendine öz değerlerine dönen bir toplum tarihini dönüştürebilir ve ancak tarihini dönüştüren bir toplam çağdaş ve medeni olabilir.