Belki sonda söylenmesi gerekeni başta söylemekte yarar var: bu kitapta yeralan yazılar feminist bir bakış açısıyla kaleme alınmadı. Evet her biri kadınları boyunduruk altında tutan binlerce yıllık ataerki ve onun postmodern versiyonu neo-liberal ataerkiyle hesaplaşmayı hedefliyor ama feminist bir perspektiften kalkınmıyorlar.
Çünkü feminizm tanımı gereği sınıf etnisite toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin farklı nedensellik ve dinamiklere yaslandığı yolundaki bir önkabulden kalkınmaktadır dolayısıyla parçalı bir tasarıma içkindir.
Bu kitapta yeralan yazılar ise sınıf etnisite ulus ve toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki eşitsizlikler ve hiyerarşik dizilimin ortak bir kaynaktan türediği kavrayışına yaslanıyorlar. Ve bu ortak kaynağı ataerki olarak saptıyorlar.