Kanat Kitap Leylâ Erbil'in kitaplarını yayınlamaya ilk baskısı 1987 tarihinde yapılan Mektup Aşkları'yla başladı... Mektup Aşkları mektuplardan oluşan "modern klasikler" arasına girmiş bir roman: Birbirlerine yazdığı mektuplardan roman kişilerinin aşk için çırpındığı yavaş yavaş ortaya çıkar ama aşk onlarla alay etmektedir sanki..eğer varsa tabii...
Bozguna uğrar ve gülünçleşirken bile kendi yüce potansiyellerini unutturamayan aşklar... Modern edebiyatın ürkütücü doruklarından biri.
Tek ilkesi ikiyüzlülük olan bir toplumda birey ahlaklı kalabilir mi? Birbirlerine dayanarak ikiyüzlü bir toplum içinde ayakta kalmaya çalışan dahası onu değiştirmeyi düşünebilen bu genç insanların aşk arayışları sadece küçük bir grubun değil İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki yılları yaşayan Türkiye'nin de bir betimini gerçekleştiriyor. Leylâ Erbil yaşanan bireysel dramların içe işlemesini sağlıyor...kişilere özgü olarak kurduğu anlatım biçimlerinin yetkinliğini özellikle vurgulamalıyım.
Ahmet Oktay
Ayrıca geçen yıl Leylâ Erbil'in edebiyattaki 50. yılı dolayısıyla düzenlenen sempozyumda sunulan bildiriler toplamı da yine Kanat Kitap'tan çıkıyor: Leylâ Erbil'de Etik ve Estetik. Bildirilerde Leylâ Erbil'in öteki yapıtları gibi Mektup Aşkları da değerlendiriliyor:
"Aşk mektubu kime yazılır" Bu soru ilkin burada bilineni yinelediğim izlenimini uyandırmış olabilir. Aşk mektubu âşık olunan kimseye yazılmaz mı bundan daha açık bir şey olabilir mi? Fakat âşık olunan kimse kimdir; mutlak olarak aşk mektubunu yazdığım adresine gönderdiğim kimse mi? Ya o kimse adresinde yoksa ya da aynı adda iki kişi varsa? Bunlara iletişimin cilveleri denip geçilebilir. Ya da daha da karmaşık bir durum olarak ve Leylâ Erbil'in Mektup Aşkları'nda bize gösterdiği gibi aşk mektubunu yazan kişi onu neredeyse kopyalayıp iki ayrı kişiye göndermişse belki de onun asıl amacı buysa? Aşk mektubu bu yoldan amacına ulaşır mı? Bu amaç nedir?
Aşk mektubu (Erbil'in bize sunduğu örneğe göre) bir ileti olarak doğru alıcısını her zaman bulur mu; istenen etkiyi istenen kişide uyandırarak onda çağrısını yapar mı; bulmaz ve yapmaz ise ne olur; aşk "aşk" olmaktan çıkar mı??
(Önay Sözer Leylâ Erbil'de Etik ve Estetik"ten)