Gök Tanrının onları "Kara Kazın" deryaların dibinden gagasında getirdiği çamurdan yaratıp can verip "...Konuş!..." dediği günden beri gururluydular. Onurlu ve merhametliydiler. Üzerinde doğup büyüyüp öldükleri topraklarım ve inançlarım tahrip edenlere karşı ayın ölçüde merhametsizdiler. Türk yürekli ve su karakterliydiler.
Amerikan Yedilerinin bu insanüstü özelliği bundan 511 yıl önce Kristof Kolombun Yedilerin ülkesine ayak bastığı günden bugüne kadar hiç değişmedi. Onlar çocuklarım hep bu terbiye ile büyüttüler.
Bir genç kız buluğ çağına girdiğinde onun "toprak ana" gibi mukaddes bilinip onda görülen bu değişikliğin sebepleri ve sonuçları özel bir merasimle kendisine anlatılırken Lakota Yerli Kızılderili kabilesinin "aksakalı" ve bilge kişisi olarak hürmet edilen Şamanı Slow Buffalo (Sakin Buffalo)'nun merasim sırasında dile getirdiği sözlerden Yerli Amerikalıların ruh dünyasını ve hayat felsefesini anlama fırsatı bulmaktayız.
Lakota Yerlilerinin inançlarına göre insan oğlu Wakan-Tanka (Gök Tanrı)nın yarattığı en mükemmel varlıktır. İnsanın varlığına saygı onu yaratamn değerine eş tutulur. Lakota Yerlilerinin Gök Tanrı inancına göre genç bir kız Wakan-Tankanın kutsadığı "Tree-of-Life" (Hayat Ağacı)dır. Kabilenin Şamarn Kuzey-Doğu-Güney ve Batıya dönerek Ulu Ruhlara ve onların vasıtasıyla Gök Tanrıya yalvarır. Merasim bittikten sonra genç kıza hitaben konuşmasını sürdüren Lakota Şamanı Slow Buffalo son öğüdünü herkesin duyabileceği bir tonda şöyle dile getirir: "...Şimdi mensup olduğun kabilene ve insanlarımn arasına dönüp gururun1a ve onurun1a rahatça hiç kimseden çekinmeden yaşayabilirsin. Unutma! Toprak Anamız kadar alçak gönüllü ve bir o kadar bereketli olacaksın. Gök Tanrı atacağın adımlarında ve sahip olacağın çocuklarım büyütmende sana yar olsun. Gök Tanrının senden esirgemediği merhametini sen de başkalarından esirgeme. Özellikle kimsesi olmayan yetim çocuklardan merhametini ve yardımım sakın eksik etme. Eğer bir gün kimsesiz aç ve yoksul yardıma muhtaç bir çocuk senin Tee-Pee (Tipi-Çadır)ine girerse ve sen sahip olduğun en son lokma etini ağzına koymuş olsan bile onu ağzından çıkar ve o yoksul çocuğa ver. Gök tanrı'nın sana bağışladığı merhamet ve bağışın sınırı sonsuz olur..."