Alacakaranlık içinde sivri siyah bir kayanın belirsiz hayali gibi yükselen Şalgo burcu uyanıktı. Zaman zaman inlettiği trampeti boru seslerini akşamın hafif rüzgârı derin bir uğultu hâlinde her yana yayıyor... Üzgün bağrışmalarıyla ölümü hatırlatan küfürbaz karga sürüleri bulutlu havanın donuk hüznünü daha beter arttırıyordu. Mor dağlar gittikçe koyulaşıyor gittikçe kararıyordu. Yamaçlardaki dağınık gölgeler kuşsuz ormanlar hıçkıran dereler kaçan yollar ıssız korular sanki korkunç bir fırtınanın gürlemesini bekliyordu.