"Bir oyun oynayacağız bu da sana bir davetiye..."
Edebiyat kimileri için tehlikeli bir oyundur kimileri içinse yolları çatallanan bir bahçe. Yazarın hayalinde kurduğu dünyalar yavaş yavaş okurun zihnine sızar ve onu değiştirir. Oyuna katılan okur için mucizelerle dolu o bahçede gezinmek eşsiz bir deneyimdir. Borges'in ayak izlerinde yürüyen Kafka'nın atmosferini soluyan Atay'ın ironisiyle acı acı gülümseten ama aslında sadece kendisi olan öykülerinde okuru oyuna davet ediyor yazar. Kurmaca yazarlığında yetkinliğini önceki kitaplarıyla kanıtlamış olan Yekta Kopan oyunlarla göndermelerle dipnotlarla kolajlarla parodilerle yaptığı yolculuğun seyir defterini sunuyor Karbon Kopya'da. Öykünün sınırlarını sorgulatan metinler-arasında hatta türler-arasında bir maceraya dönüşen bir yolculuk bu. Yalın bir üslup zekice bir kurgu ve tüm bunları harmanlayan içtenlikli bir anlatım.
Kitaba dönelim. Hatta sizce sakıncası yoksa kitabın içine girelim.