Cari açığı 1994 yılında Tansu Çiller 2001 yılında da Bülent Ecevit büyütmüştü krizler patladı. Şimdi kriz yok ama cari açık kriz dönemlerine göre çok daha şişmiş vaziyette. Ekonomi iyi diyorlar ama işler anlatıldığı gibi değil. Eğitim adalet asayiş başta olmak üzere toplumsal yapıda ciddi bir çürümüşlük yaşanıyor. Kurulduğu andan beri Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı ayaklanan iki kesimden biri olan irtica devlette hiç bu kadar mevzi ele geçirmemişti. Diğer kesim Kürt isyanları ise bu kadar dış destek ve iç taban bulmamıştı. İrticacıların ve Kürt ayaklanmacıların çıkarları ile ABD'nin çıkarları örtüşmeye başladı ABD Türkiye için en büyük tehdit haline geldi. Türkiye'yi parçalayan haritalar NATO'da dolaşmaya başladı.Borç batağına giren Osmanlı'nın Batı'nın istediği tavizleri verip dikte ettirdiği yasaları çıkarması ile bugün sıcak para ve dış borç bağımlısı haline gelmiş Türkiye Cumhuriyeti'nin IMF Dünya Bankası ve AB karşısındaki durumu ibret verici şekilde benzerlik gösteriyor.Osmanlı'nın dağılma sürecinden bugüne kadar yaşanan gelişmeler ışığında "Ne olacak bu memleketin hali" sorusuna cevap aramaya çalıştım. Esasında Mustafa Kemal Atatürk bu sorunun cevabını vermişti:"Çalışmadan yorulmadan öğrenmeden rahat yaşama yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş toplumlar önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini kaybetmeye mahkûmdur."Ve yine Mustafa Kemal Atatürk bu sorundan çıkış yönünü de göstermişi: Benim naçiz vücudum toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Bu sözün bana göre anlamı şudur: Beni putlaştırmayı bırakın. Devrimlerin ruhunu anlayın ve karşı devrime izin vermeyin. Aksi takdirde Bu coğrafyada sizi yerler.