Genellikle daha çok sosyolojik ve politik yönleri üzerinde durulan azınlıkların ana dillerinde eğitimi konusunu soğukkanlı bilimsel ve sağlam bir zemine oturtmak bu alanda özellikle ihtiyaç duyulan bir yaklaşımdır.
Dilin ve eğitimin insan zihninin biçimlenmesinde temel bir rolü vardır. Bir ulusun ortak kültürünün gelişmesi dayanışma bilincinin oluşması iyi bir eğitime sağlam ve zengin bir dilbilgisine sıkı sıkıya bağlıdır.
İşte gerek ulusal mevzuatın gerekse uluslar arası bağlayıcı metinlerin işlevi birleştirici ve gelişmiş bir ulusal dil ve kültür altyapısı desteğiyle birlikte kişilere de kendilerini ifade etme ve geliştirme imkanını sağlamaktadır.
Bu denli hassas ve önemli bir konu olan azınlıkların ana dillerinde eğitim hakkına ciddi bir hukuki yaklaşımın getirilmesi ve pozitif hukuk yönünden konuya ışık tutan bir eserin yayınlanması önemli bir ihtiyaçtır.
İşte bu eser böyle bir ihtiyaca cevap verecek niteliktedir ve bilimsel yönden dengeli yaklaşımı dolayısıyla siyasi alanda da yararlı bir başvuru kaynağı olacaktır.