Yazara göre günümüzde futboldan daha küresel bir olgu yok. "Futbol İmparatorluğu" ne sınır tanır ne de engel. Roma İmparatorluğu Şarlken'in imparatorluğu Moğol imparatorluğu ve Napolyon'un imparatorluğu gibi devasa imparatorluklar bile tüm dünyaya egemen olmaktan çok uzaktaydı; dünyanın büyük bir kısmı bu imparatorlukların egemenlikleri dışındaydı.
Tüm dünyaya hükmedebilmiş ilk imparatorluk ise ABD ama futbol bu imparatorluğu da etki alanı ve popülerlik açısından kat be kat geride bırakmış durumda. Futbolun otoritesi çok daha eksiksiz ve sağlamdır çünkü barışçıldır futbolun benimsenmesinde zorlama ve dayatma yoktur; futbol dünyayı barışçı yollardan fethetmiştir. Futbol imparatorluğu üstünde güneş hiç batmaz. Futbol böylece küreselleşmenin de simgesi olmuştur.
Futbol demokrasiden de piyasa ekonomisinden de hatta internetten de çok daha önce ve yaygın bir biçimde küreselleşmiştir.
Liverpool'un eski teknik direktörlerinden Bill Shankly ise şöyle diyordu: "Futbol bir ölüm kalım meselesi değildir. Daha da önemlidir!" Evet futbol gerçekten de hem kitlelerle hem de elit çevrelerle ilişkisi olan bir spor olmaktan ibaret değil aynı zamanda "küresel bir tutku". Futbol herkesin anladığı bölgesel ulusal farklılıkları ve kuşak farklılıklarını aşan bir spor.
Sporla ilgili çok sayıda sosyolojik ve ekonomik araştırma yapılmasına rağmen futbolun jeostratejik özellikleri hakkında bir çalışmaya rastlamak güçtür. İşte elinizdeki kitap bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor..