25 Ocak 2006 gecesi Filistin seçimlerini HAMAS'ın kazanmasıtüm Ortadoğu'yu saran bir deprem dalgasının öncü sarsıntılarıydı. Arap dünyasında ilk kez radikal İslamcı bir örgüt demokratik seçimle işbaşına geliyordu. HAMAS'ın seçim zaferi bu açıdan İsrail - Filistin sorununu aşan bir öneme sahipti.
Dünya HAMAS'ın Filistin topraklarını yönetmesini çeşitli uluslararası ve siyasi manevralarla engellerken Arap rejimlerinin gelişmeler karşısında sessizliğe bürünmesi olayın farklı bir boyutta algılanmasını sağlamıştı. Ne var ki HAMAS'ın tek sorunu sandıktan çıkmasına rağmen ülkesine hükmedememesinin önünün kesilmesi değildi. Asıl mesele örgütün kendi içerisinde aşırılıklarını törpüleyerek uluslararası sistemle ilişkilerini sürdürüp gerekli adımların atılmasını sağlayacak esnekliğe sahip olup olmadığıydı. Çünkü HAMAS ne kadar değişebilir İslami Hareket demokrasiyle ne kadar el ele gidebilirdi?
Elinizdeki kitap Mısırlı Hasan El Benna'nın kurduğu Müslüman Kardeşler örgütünden başlayarak Filistin topraklarının işgaline karşı zaman zaman "terör" eylemi olarak nitelendirilebilecek yöntemlerle direnen HAMAS'ı tüm yönleriyle ele alıyor. Barış sürecinden bu yana bölgede araştırmalar yapan Bora Bayraktar tespit ve izlenimleriyle İslami Hareket'in demokratik dönüşüm potansiyeline ışık tutuyor. Ama daha da önemlisi okuyucusuna Ortadoğu'da demokrasiye uyum sağlayacak -tartışmalı bir kavram olan- ılımlı İslam modelinin ne kadar mümkün olduğu veya olmadığı hakkında da ipuçları veriyor.