Yağmurlar farklı düşüyordu yüzüne. Vıcık vıcık yağ gibi mazot gibi... Aşklarını yağmurdan korumaya çalışan sevdalıları seyretti bir süre... Kalabalıklar büyüyordu gözünde... Zar zor Garanti Sanat'ın önüne attı kendini. Sergi artığı garip bir heykel gibi dakikalar boyu yağmur altında bekledi...
Sanki görev dağılımı yapmıştı caddede. Mutsuzluk ona düşmüştü aşk başkalarına...
Etrafına bakındı son bir umut kendisine benzeyen birilerini arıyordu; onun kadar zavallı onun kadar yalnız...
Kalabalıklar geçti yanından aşklarını yağmura teslim etmeyen kalabalıklar. Küçücük olduğunu hissettiren cesur kalabalıklar...
Bir o vardı İstiklal'de o akşam bir de sevdalı kalabalıklar...