Ben çok kitap alan birisiyim; fakat çok kitap bitirebilen birisi değilim. Başladığım kitapların yarısına devam edebiliyorum. Yazar beni avcunun içine alıp zekâ ve bilgi pırıltılarıyla dolu o harika korulukta yolculuğa çıkarabildiği an; kuzu gibi etrafı hayranlıkla seyrederek pembe ağaçlardan mavi meyveler yiyerek tersine akan nehirlerden büyülü sular içip uydurma olduğunu bile bile altın rengi hayalî kuşların kanatlarını izleyerek şahane bir geziye çıkıyorum. Bazen daha başlangıçta aynı asfalt yolun tanıdık egzoz kokusunu aldığımda kitabı kenara bırakıyorum.
Ahmet Nacar tanıdığım en iyi balkabağından araba yapma ustalarından. Onun yazdıklarına hep çok güldüm ve "Ya ben bunu nasıl da fark etmemişim?" diye çok söyledim. Kalemi gibi gözleri de ışıldar. Bence okumaya çok çok değer. Kırk olmanız dileğiyle...
Ahmet Şerif İzgören