Tarihçiliğin en büyük yanılgılarından biri Türkî unsurlar tarafından Osmanlı öncesinde meydana getirilen siyasi oluşumlar/iktidar odaklarının hiç bir tartışmaya yer bırakmaksızın devlet sözcüğü eşliğinde kurmaya ve çağımızda devler kavramının yüklendiği anlamı modernlik öncesi dönemlere içkin kılmaya çalışmaktır.
Biz Türk toplumlarının devletleşme süreciyle tanışmadan önce kabile konfederasyonları ve giderek proto-devletler altında örgütlendiklerini önce süren tezlerin dikkatle incelenmesinden yanayız: Göçerlikten yerleşikliğe Şamanlıktan uygarlık dinlerine geçiş aynı zamanda konfederasyonlardan devlet örgütlenmesine geçişin de koşullarını oluşturmuş gibi görünüyor. Öyleyse tarihimizin ilk dönemlerinden başlayarak devlet kurduk söylemini kayıt ve koşul tanımaksızın kabullenmek yerine Türkî olarak adlandırılan halkların siyasi evrim süreçlerini tartışmak ülkemiz tarihçiliğinde daha zengin bir düşünsel ortamın oluşmasına katkıda bulunacaktır.